Braking Bad Son İnceleme

    Evet nihayet final bölümünü de izledim ve son Breaking Bad incelememi yazıyorum. Bu yazı spoiler içermektedir. 

 Öncelikle son iki sezonun standartların üstünde olduğunu söylemeliyim. Yani kalitesini kanıtlamış bir dizi olarak Breaking Bad'in yeterince iyi olmadığına dair düşüncelerim tamamen geride kaldı. İzlediğim en iyi dizi miydi? Aslında hala Prison Break kadar iyi olmadığını kanısındayım. Daha sonra bir karşılaştırma yazısı yazmayı da düşünüyorum. 

  Gelelim Breaking Bad'e. Açıkçası son sezonu izlerken cidden kafam patlayacaktı. İşlerin bu kadar dramatik hale gelebileceğini tahmin etmemiştim. 'Her iyinin içinde biraz kötülük, her kötünün içinde biraz iyilik vardır' felsefesinin doğruluğunu kanıtlar nitelikteydi.  Olaylara kimin açısından yaklaşsam mantıklı bir sebep bulur oldum.

  

  En başta Walter White... Bütün bu işlere ailesine iyi bir hayat bırakabilmek için girdi. Ve sonunda bütün yaptıkları boşuna çıktı çünkü ailesi ondan nefret etti, onu istemedi. Hem de her şeyi onlar için yapmasına rağmen. Parayı onlara vermenin bir yolunu buldu ama ailesi bunun için ona karşı asla minnet duymayacak. Buraya kadar Walter zavallı bir adam. (Bir uyuşturucu üreticinin olabileceği kadar zavallı.) Peki Walter'ın suçu yok mu. Kesinlikle var hemde bir çok. Öncelikle en başta kazanmayı planladığı parayı kazandıktan sonra işleri bıraksaydı -ki bazen durumlar bıraktırmadı ama çoğu onun bu işi sevmesi yüzündendi- işler buraya kadar gelmezdi. En azından Gus öldükten sonra o tren soygunu yaptıkları son iş olsaydı ve beş milyon dolara satmayı kabul etseydi belkide son günlerini ailesi ile birlikte geçirme fırsatı olurdu. En kötü ihtimalle Hank onu yine yakalardı ve hapiste olurdu ama o parayı çocuklarına yollamanın bir yolunu yine de bulurdu. Birazda eski zamanlara gidince Walt'a kızıyorum Her durumda Jesse'ye değer verdiğini söyler. Peki Jesse'nin kız arkadaşı orada uyuşturucudan boğulurken neden hiçbir şey yapmadı? Belki bunun Jesse için en iyisi olduğunu düşündü. Ama hesaba katmadığı şey Jesse'nin duygusal bir adam olduğuydu. Jesse o kızı uzun bir süre unutmadı. Yine kendince sebeplerden Brock'u zehirledi. Her ne sebepten olursa olsun küçük, masum bir çocuğu zehirlemenin bir açıklaması olamaz. (bana göre) Bir çok kişiyi öldürdü sözde ailesini korumak adı altında ve bir yerde işler kontrolünden çıktı ve Hank'in ölümüne sebep oldu. Evet bu nokta -her ne kadar Walter yapmamalarını söylediyse de- bardağı taşıran son damlaydı. Walter şeytanın kendisi değil belki ama yalnızca ailesini düşünen zavallı bir adamda olduğu söylenemez. İçinde her türlü suçu işleyebilecek bir adam olduğunu 5 sezonda gösterdi. 

   Jesse'ye gelince. Jesse'nin başına gelenleri biraz saf ve fazla duygusal olmasına bağlıyorum. Öyle ki son sezonda neredeyse delirecekti. Özellikle çok kötü bir anında Walter'in yaptıklarını öğrenince tamamen kendini kaybediyor ve narkotikle anlaşma yapıyor. Evet bazıları Jesse'ye kızabilir ama bura da ben birinin bunu artık yapması gerektiğini düşünüyordum. Çünkü Walter Jesse'de dahil olmak üzere bir çok kişiye zarar verdi bunlar yanında kar kalamazdı. İşler planlandığı gibi gitseydi ve Hank Walter'ı yakalasaydı evet daha iyi bir son olabilirdi. Herkes için. Ama öyle olsaydı bu kadar ilginç bir hikaye çıkmazdı ortaya değil mi? 

   Diğer karakterlere gelirsek. Skyler işin içinden çok güzel sıyrıldı. Walt sağ olsun onu aklamak için bütün suçu kendinde gösterecek telefon konuşmalarını ihmal etmedi. Hank'e gelince ölmeseydi daha iyiydi ama en azından bu dizide kahraman diyebileceğim tek kişi odur. Mike'ta yapı itibariyle Walt gibi bir adamdı. Onun da zamansız ölümü yaptıklarının bir bedeli olabilir. Saul Goodman'ın eninde sonunda kaçmak zorunda kalacağını tahmin etmiştim. Bu kadar şey bilip, bu kadar çok tarafa oynayıp hala sağ kalmak en büyük başarısı. 

   Ve evet dizinin sonu bazı şeyleri bizim hayal gücümüze bırakır cinstendi. Jesse'ye ne olduğu ya da diğer karakterlere ne olacağı gibi. Ben Jesse'nin çok uzaklara taşınıp yeni bir hayata başlayacağını ve marangoz olacağını hayal ediyorum. Parasını (eğer kaldıysa) büyük ihtimalle Brock'a bırakır. Ve mutlu olmayı hak ediyor. Eninde sonunda Walt'ın parası ailesine gelecek ve Walter'da bütün bunları boşa yapmamış olacak. O şekilde hayal edeceğim. Her şeyin kötü bittiği dramatik bir son pek istediğim söylenemez. Ve efsane benim için böyle sonlandı. Herkesin yakıştırdığı son farklı olabilir ama gerçek şu ki Breakin Bad güzel bir dizi olarak listelerimize girdi. Unutulmayacaklar listesine.

Breaking Bad Üzerine Bölüm 2

       

  ( Dikkat bu yazı spoiler içerir )

   Breaking Bad 4. sezonu daha yeni bitirmiş biri olarak taze hafızamla yazıyorum. Evet yavaş yavaş bu dizinin neden bu kadar sevildiğini anlayabildim. Başlarda sıkıcı bir temposunun olduğunu söylemek zorundayım. İlk sezonlarda özellikle ilk bölümlerinde bir aksiyon olsun diye dakikalarca beklediğim bölümler var. Ve bazen 40 dakikanın yalnızca birkaç dakikasında tempo yükseliyordu ama 4. sezon beklediğimin (daha doğrusu alıştığımın) çok daha ötesinde bir tempoya sahipti açıkçası.

  "Ben tehlikede değilim, tehlikenin kendisiyim Skyler"

  Walter White karakteri için söylenecek çok şey var ama en önemlisi beni her sezon biraz daha şaşırtması. En başta hiçbir şekilde kötü işlere bulaşmayacak, mütevazi hayatını yaşayan kimya öğretmeniyken ailesi için bir işe giriyor. Ve bu işe girerken içindeki potansiyelin farkında değil. Potansiyelden kastım 'en iyi meth'i kim üretir' değil tabii ki de. İçinde her anlamda dışarı çıkmaya hazır potansiyel bir 'suçlu' olduğunu bilmiyor. Bölümler ilerledikçe onun psikopat yanını ve neler yapabileceğine şahit oluyoruz ve açıkçası dizinin en güzel yanları onun psikopatlıkları olduğunu düşünüyorum. Asla yapmaz dediğimiz şeylerin altına imzasını atıyor. Hatta o sezon finalinde yaptığı şey neydi küçük bir çocuğu zehirlemek? Cidden mi Walter? Yok artık dediğim anlardandı. Son saniyeye kadar Walter'ın yapabileceğini ihtimal vermemiştim. Ve o son sahnede Walter'ın gerçekte Gus'tan çok da farklı olmadığını gördüm. 

  Jesse'ye gelince 4.sezonda Jesse'nin hem iyi hem kötü yanlarına tanık olduk. Şahsen Gus'ı öldürme işini Jesse'nin yapacağını düşünmüştüm. Ama Jesse'nin sezon boyunca kafası karışıktı. Gus'tan nefret etmek için yeterli sebebi vardı ama onu öldürmek için hiçbir girişimde bulunmadı ki elinde fırsatlar olmasına rağmen. Ve tabii Jesse'nin bir anne ve oğluyla olan yeni ilişkisi onun duygusal yönünü bir kez daha görmemizi sağladı. Sonuç olarak Jesse bu sezon bazen beni korkutsa da (Mr White ile aralarındaki soğukluk açısından) yinede sezon sonunu iyi getirdi ve Mr White'ı hiç satmadı. Jesse-Walter ikilisi yine harika bir sezon finali yaptılar. 

  Gus karakterine de değinmek istiyorum. Şahsen kendisinin o cool havalarına hasta olanlardanım. Bir insan günlük yaşamında ne kadar sakin olabilir? Hele de böyle bir işin içinde. Adamımızın suratında heyecan, korku, panik mimiklerini görmedik. Ölürken bile önce kravatını düzeltti. Kaç tane yabancı dizi izliyorum böyle havalı bir ölüm görmedim. 

   Bu arada Hank içinde birkaç cümle söyleyeyim. Adamım çok zekisin, gerçek bir polis zekasına sahipsin ama burnunu bu işlere sokmaya devam edersen zarar gören sen olursun. Yine de eminim bu işleri çözen adam sen olacaksın. O sana inanmayanları pişman olacaklar ve sonrasında umarım DEA'in başına falan seni getirirler.

  Her neyse bunlar 4. sezon sonu düşüncelerimdir. Şimdi 5. sezona başlayacağım ve umarım 4. sezon kalitesi devam eder. Okuduğunuz için teşekkürler.

Breaking Bad Üzerine..

 

  Daha önce hakkında bir çok şey duyduğum ve okuduğum bir diziydi Breaking Bad. Her zaman başlayayım başlayayım diye plan yapıp ama bir türlü başlamaya fırsatım olmamıştı. Ta ki  2 gün öncesine kadar. Nihayet şu çok konuşulan dizi hakkında kendi fikirlerimi edinebildim. 

  Yazıya başlamadan önce spoiler niteliğinde olmayan ve dizinin özeti olarak kabul edilmiş bazı durumlardan bahsedeyim. (ki eğer diziyi izlemeyen birisi bu yazıyı okuyorsa hiç bir sorun olmaz). Breaking Bad'in başrol karakteri Walter White isminde sıradan bir Kimya öğretmenidir. Bir oğlu ve karısıyla gayet mütevazi bir hayat yaşamaktadır. Bir gün ölümcül akciğer kanserine yakalandığını ve eğer hiçbir şey yapmazsa en fazla iki yıl yaşayabileceğini öğrenir. (kemoterapi vb. çabalar sonucu yalnızca bir kaç yıl daha yaşayabilir fakat hastalığın tamamen iyileşmesi neredeyse imkansızdır.) Şimdi burada sizlere bir soru: Biri size en fazla iki yıl ömrünüz kaldığını söylese ne yapardınız? En büyük hayalinizi gerçekleştirmek için çabalayabilirsiniz ya da son günlerinizde kafayı dinlemek için güzel bir tatil  yapabilirsiniz. Ya da bazılarımız sevdiklerinin yanında ölümü beklemek isteyebilir.

  Peki sakat bir oğlu ve hamile bir karısı olan bir adam ne yapardı. Hele de hayatta en çok sevdiği şey ailesi ise. Burada Walter'ın hikayesine giriyoruz. Öldükten sonra ailesine iyi bir hayat bırakabilmek isteyen Walter o zamana kadarki kimya bilgisini değişik bir şekilde kullanmaya karar verir ve uyuşturucu üretmeye başlar. Daha sonra Walter'ın karanlık işlere nasıl alet olduğunu izleriz. 

  Yer yer aksiyon yer yer dram. Kendi fikrime gelince.. Breaking Bad'in yalnızca 1. sezonunu bitirmiş biri olarak söyleyebileceğim şeyler şunlardır. Şu an için orijinal bir konusu olan ve saran bir dizi diyorum. Özellikle hiç ummadığınız anlarda Walter'ın verdiği şu tepkiler yok mu.. Kimyanın gizemli dünyasına hayran bıraktı beni. Bunun dışında, dizi en iyiler içine girebilir mi, belki evet. Şu an için kendi ilk 5'imde değil. Belki ilerde fikrim değişir. Gelecek sezonlar göreceğiz. Bu kadar çok sözü geçen bir diziden daha fazlasını bekliyorum açıkçası. 

   Her neyse ben diğer sezonlara başlayaduruyum siz değerli okurlar kendinize iyi bakın. 

Merhaba Derken..

 

Okur, yazar, izler, inceler ve sizlerin beğenisine sunar. Keyifli vakit geçirmeniz dileğiyle 

Kardelen