Evet, uzun zamandır okumakta olduğum Yürüyen Ölüler serisini bu gün itibariyle nihayet bitirdim. Henüz kafamda tazeyken bir inceleme de yazayım dedim ama aslında çokta taze sayılmaz. Şimdi bakınca ilk kitabına başlayalı aylar olmuş. Aslında okuması aylar sürecek kadar uzun ya da sıkıcı bir roman değil. Tam tersine fazlasıyla akıcı ve sürükleyici bir roman. Fakat okulumdaki öğretmenlerimin dönem sonunda ve sene sonunda sunmam için verdikleri kitaplara yönelmek zorunda olmam istemeden de olsa bu seriyi 2. plana atmama sebep oldu. Neyse uzun lafın kısası kitaplar güzeldi.
Eğer canınız hafif ama birazda sürükleyici bir kitap istiyorsa, aksiyon sevenlerdenseniz üstüne birazda zombi fena olmaz diyorsanız bu kitap tam sizlik. Malumunuz konuyu bilmeyen yoktur, kitap zombilerin işgal ettiği bir evrende hayatta kalmaya çalışan insanları konu alıyor. Tabii ki bir grup insanı yakın mercekten inceliyoruz. Şimdi bu bir grup insanı yavaş yavaş incelerken kitabın konusuna da değinelim. Yazının buradan sonrası sıkı spoiler içerir sonra demedi demeyin.
İlk kitabımız Philip Blake, kardeşi Brian Blake, Philip'in kızı Penny ve Philip'in iki yakın arkadaşı Nick ve Bob ile başlıyor. Eğer Yürüyen Ölüler'in dizisini izleyen varsa Philip Blake karakteri biraz tanıdık gelebilir. Evet şu mehşur valimiz. Tabii ilk kitapta vali olmadan çok önceki hayatını görüyoruz. Bu arada küçük bir kafa karışıklığını giderelim. Asıl vali Brian Blake. Fakat kardeşi Philip'in ismini kullanıyor. Çünkü Philip Woodbury'e geldiklerinden bir hafta sonra ölüyor ve o sırada keçileri kaçıran Brian herkese kendini Philip Blake olarak tanıtıyor. Tabii biz ilk kitabın başlarında Brian Blake'in yani Vali'nin ne kadar korkak bir karakter olduğunu okuyoruz. O korkusuz gözü pek vali olana kadar geçtiği yollar, kaybettiklerine şahit oluyoruz. Ve sonrasında herkesin nefret ettiği valiye dönüştüğünde biz ilk kitabı okuyanlar validen nefret edemiyoruz ne yazık ki. Çünkü onun en zayıf yönlerine şahit olduk.
2. kitap başlangıcı ile seriye Lily karakteri dahil oluyor. Başlarda zayıf, ürkek ve zorlukla hayatta kalma savaşı veren bir kızla karşılaşıyoruz. En yakın arkadaşı Megan'la birlikte bir sığınma kampındalar ve ikisinin de ailesi hayatta kalmayı başaramamış. Lily'nin kamp bölgesinde tanıştığı Josh ve eski sıhhiyeci Bob ile kampı terk edip bir şekilde Woodbury'e gelmesiyle asıl olaylar başlıyor. Bu andan sonra Lily'nin vali ile nasıl ters düştüğünün hikayesini okuyoruz. Kaldı ki 2. kitabın sonunda Lily ve tayfası Vali'ye suikast düzenleme girişiminde bulunuyorlar. Bu girişimleri sonucunda planlarında başarı olamamalarının yanında artık Vali'nin sıkı gözetimi altına giriyorlar.
Serinin 3. kitabı Vali'nin Düşüşünde filmden aşina olduğumuz Michone karakteri kitaba dahil oluyor. Rick ile birlikte kasabaya gelen Michone bir takım olaylar sonucunda Vali'nin tutsağı oluyor. Vali tarafından günlerce işkence görüyor ve tecavüze uğruyor. Bu arada hepimiz Michone'nun kılıçta ne kadar usta olduğunu az çok biliyoruz. Hapishaneden kurtulup kılıcına kavuştuğu ilk anda geri dönüp Vali'den en korkunç şekilde intikamını alıyor. Bu noktada sadece diziyi izleyenler vahşetin boyutunu bilmiyorlar çünkü dizide çok daha insaflı bir Vali-Michone kavgası izliyoruz. Kitapta Michone valinin sağ kolunu dirsekten itibaren kesiyor. Bir kaşıkla valiye tecavüz ediyor ve sonra Vali'nin pipisini kılıcıyla kesiyor. Evet kadın tam bir çatlak. Ama Vali'de bir noktada hak etti yani. Sonra Valiye tecavüz ettiği kaşıkla Vali'nin gözlerinden birini oyuyor ve adamı ölmek üzere orada bırakıp kaçıyor. Sonrasında dokuz canlı valimiz bir şekilde hayatta kalmayı başarıyor ve malum intikamı acı oluyor.
4. kitapta ise Vali'nin takımı ve Lily'nin takımı bir araya geliyorlar ve Rick tayfasını öldürmek için onların yaşadığı hapishaneye baskın yapıyorlar. Bu baskın sırasında Vali'nin yalanlarını ve iki yüzlülüğünü gören Lily sonunda dayanamayıp Vali'yi öldürüyor. Daha sonra Woodbry'nin yönetimi Lily'e geçiyor.
5. ve son kitapta ise Lily'nin Woodbry'e nasıl bir lider olduğunu ve Woodbry'nin çöküşünü izliyoruz. Evet büyük emekler sonucunda kurulan bu kasaba bir süre için içinde yaşayan herkese umut kaynağı olmuş dahi olsa sonunda tamamen çöküyor zombilerin eline geçiyor. Bu çöküş sırasında Lily ve birkaç arkadaşı yer altı sığınaklarına saklanıp kurtulmayı başarıyorlar.
Diyeceğim o ki eğer serinin hayranlarından biriyseniz çok zevk alarak okuyacağınız kesin. Biraz aksiyon odaklı bir kitap arayışı içindeyseniz durmayın alın, okuyun.